İngiltere’nin Sığınmacıları Ruanda’ya Gönderme Planı

Bu yazı, basında çıkan haberler ile bbc.com ve news.sky.com adlı sitelerin yaptığı haberlerden uyarlanmış olup olası mağduriyetleri duyurma adına yardım amaçlı hazırlanmıştır. Yazının kaynaklarına yukarıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

İngiltere, Dünya Barış Endeksi’nde 79. sırada bulunan Ruanda’ya ülkesine sığınan sığınmacılardan özellikle Manş Denizi’ni botla kaçak geçenleri kapsayan bir sevk planlaması kararı aldı. Şimdilik bu karar transit geçiş yapan ve vizeyle gelenleri kapmamaktadır.

İngiltere’nin bazı sığınmacıları, Afrika ülkesi Ruanda’ya gönderme planına tepkiler sürüyor. Sığınmacılara tebliğ edilen karar evrakları incelendiğinde planın detayları da ortaya çıkmaya başladı. Sığınmacılara yapılan tebligatta (yalnızca İngilizce metin olarak verilmiş olup normalde BM Mülteci Hakları Sözleşmesine göre her mülteciye anlayacağı dilde bilgilendirme ve tebligat yapılması gerekmektedir.) yakın zamanda Ruanda’nın başkenti Kigali’ye sevk edilecekleri bildiriliyor. Yaşadıkları çaresizliği dile getiren sığınmacılar, bu karara itiraz yolunun da kapalı tutulduğunu belirtiyor. Karara göre sevk işlemi; sığınma değerlendirmesi öncesinde gerçekleşecek. Öncelikli grup olarak 1 Ocak sonrası botlarla İngiltere’ye gelmiş bekar erkekler Ruanda’ya gönderilecek.

İçişleri Bakanlığının açıklamasına göre, Afrika ülkesine gönderilecek ilk uçak, 14 Haziran 2022’de havalanacak. Gönderilecekler arasında Suriyeliler, Afganlar, Mısırlılar, Kürtler ve Çadlıların olduğu öğrenildi. İçişleri Bakanı Priti Patel, süreci geciktirmeye yönelik girişimlerin hala olacağını beklediğini, ancak planı ilerletmekten “caydırılamayacağını” söyledi.

İngiltere’den yaklaşık 6.500 km uzaklıktaki Ruanda, sığınmacılarla ilgili sorumluluk sahibi olacak ve ülkeye gelen kişileri bir sığınma başvurusu sürecine sokacak. Bu süre içerisinde sığınmacılara barınma olanakları sağlanacak ve “başarılı” olanlara Ruanda’da beş yıllık eğitim ve destek içeren oturum izni verilecek.

İngiltere hükümeti, ülkeye yasa dışı yollarla giren sığınmacılarla ilgili kararı nisan ayında açıklamıştı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “Aşağılık insan kaçakçılarının okyanusu bir mezarlığa çevirmesinin önüne geçmek için” bu kararı aldıklarını savundu. Manş Denizi’nden İngiltere’ye geçişler hakkında “Merhametimiz sonsuz olabilir ama yardım kapasitemiz sonsuz değil.” şeklinde konuştu. Ayrıca Johnson, İngiltere’ye küçük teknelerle ulaşmaya çalışanların büyük ölçüde “Yaklaşan tehlikeden doğrudan kaçmayan” genç erkekler olduğunda ısrar etti.

Bazı sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesi planına siyasilerden (İşçi Partisinden), (mülteci) yardım kuruluşlarından sert tepkiler geldi. Yasal ve finansal zorluklar nedeniyle kararın uygulanabilirliğini eleştiren sivil toplum kuruluşları, bu kararın yeni mağduriyetleri de getireceğini vurguladı. İşçi Partisinden Yvette Cooper, “Bu bütünüyle uygulanamaz, aşırı derecede pahalı ve derinden İngiliz olmayan bir politikadır. İnsan ticareti mağduru veya işkenceye maruz kalmış kişileri tespit etmek için uygun bir süreç tanınmıyor.” dedi.

Eleştiri: Geldiği ülkede rejim tarafından hedef alındığı için insanlar kaçmak zorunda kaldı. Nereye gidebilirsiniz? Canınızı, ailenizi, kariyerinizi, varlığınızı tehlikeye atarak çok uzun bir yoldan geldiniz, nasıl bir karşılama umarsınız? Örneğin Suriye’den çıkıp İngiltere’ye gelmenin güvenli ve yasal bir yolu yok, İngiltere’ye (veya başka güvenli bir ülke de olabilir) ulaşmak için başvurabileceğiniz bir vize de yok. Bu uygulama, BM’nin kurucu ilk 5 devletinden biri olan İngiltere’nin imza attığı Uluslararası Sözleşme’den doğan mültecilerin insan haklarına yapılmış haksız bir uygulamadır. İngiltere’nin zulüm, işkence, kötü muamele gibi insani gerekçelerden ötürü kaçan insanları yine bu sorunları barındıran bir ülkeye göndermesi oldukça endişe vericidir.
(Ruanda; 163 ülkenin değerlendirilmeye alındığı Küresel Barış Endeksi‘nde 79’uncu sırada bulunuyor.)

Not: Bu konuda Birleşmiş Milletler Uluslararası Mülteci Hakları ile ilgili maddeler şunlardır: Bkz. 1951 Cenevre Sözleşmesi 

Madde 1/2: (2) 1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle , yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.

Madde 31/1: 1. Taraf Devletler, hayatlarının veya özgürlüklerinin, madde 1’de gösterilen şekilde tehdit altında bulunduğu bir ülkeden doğruca gelerek izinsizce kendi topraklarına giren veya bu topraklarda bulunan mültecilere, gecikmeden yetkili makamlara başvurarak yasa dışı girişlerinin veya bulunuşlarının geçerli nedenlerini göstermeleri koşuluyla yasa dışı yollardan girişleri veya bulunuşlarından dolayı ceza vermeyeceklerdir.

Madde 33/1: 1. Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tâbiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade (“refouler”) etmeyecektir.

Yorum yaz