Birleşmiş Milletler Mülteci Hakları Sözleşmesi

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER MÜLTECİ HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Sözleşmenin tarihi:

  • İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın tamamına yayılmış statüsüz yüz binlerce mülteci durumları belirsiz bir şekilde kamplarda yaşıyorlardı.
  • Uluslararası cemiyet yüzyılın başında bir takım örgütler kurarak mültecilere yardım etmeye çalıştı ancak bu çalışmalar eksik ve yetersiz kaldı.
  • 3 haftalık yoğun bir hukuki tartışma sonrası mülteci hukukunun Magna Carta’sı diyebileceğimiz 1951 Mültecilerin Statüsüne İlişkin Sözleşmesini imzaladılar.
  • Bundan kısa süre önce göreve getirilen Mülteciler Yüksek Komiserinden 3 yıl görev süresince bu sorunu çözüp görevini sonlandırması bekleniyordu.
  • 71 yıl sonra bile bu sözleşme, mülteci hukukunun mihenk taşı olarak görülmektedir. Bölgesel Sözleşmeler bundan etkilenerek yapılmış ve geri göndermeme yasağı artık bir örf ve adet hukuku halini almıştır.
  • Bugünün dünyasında yeterliliği konusunda tartışmalar da olsa yerinden edilmiş milyonlarca insana hizmet etmeye devam eden bir sözleşme.
  • Sözleşme zamana karşı koymakta olsa da artan göç ile bugünün dünyasına adapte edilmesi gereken yeni kuralların gerekliliği ortadadır.
  • Cinsiyete dayalı zulüm- (belli bir sosyal gruba mensubiyet) 1980’lerde çok daha ciddi bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır

İmzacı Taraflar,

  •   BM Şartı ve 10 Aralık 1948’de Genel Kurulca kabul olunan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, insanların ana hürriyetlerden ve insan haklarından fark gözetilmeksizin faydalanmaları ilkesini teyit ettiğini dikkate alarak,
  •   BM’nin birçok defa mültecilere karşı derin ilgisini ortaya koyduğunu ve mültecilerin temel hürriyetleri ile insan haklarını en kapsamlı bir şekilde kullanmalarını sağlamaya çaba gösterdiğini dikkate alarak
  •   Aşağıdaki konularda anlaşmışlardır.

Mülteci tanımı

1951 Cenevre Sözleşmesi, mülteci tanımını yapan, haklarını ve ödevlerini belirten ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşmenin 1A Maddesi (2)’ne göre;

. . . ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen her şahıs…

Mülteci tanımına uymaktadır. Yani;

  • Ülkesinin dışında bulunma,
  • Irk
  • Din
  • Tabiiyet
  • Siyasi düşünceler
  • Veya belirli bir sosyal gruba mensubiyet nedeniyle
  • Haklı sebeplere dayanan zulüm korkusu yaşayan ve kendi devletinden koruma alamayan her insan mülteci statüsü kazanmaya haizdir.

Kimler Mülteci Değildir?

  • Kötü ekonomik koşullardan kaçan ve iş arayan kişiler
  • Askerler ve diğer silahlı muharipler
  • Doğal afetler nedeniyle yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kalanlar
  • Kötü hava koşulları nedeniyle ülkesinden ayrılmak zorunda kalanlar (sıkça kullanılan ‘iklim mültecileri’ tabiri hukuki bir terim değildir.)

Mülteci statüsünün sona ermesi

Bir mülteci eğer;

  • Vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden kendi rızasıyla yararlanmak isterse veya ülkesine yerleşmek üzere geri dönerse,
  • Yeni bir vatandaşlık kazanmış ve vatandaşlığını aldığı ülkenin himayesinden yararlanıyorsa,
  • Koşullar ortadan kalktığı için vatandaşı olduğu ülkenin himayesini reddetme durumu kalmamışsa uluslararası himayeye artık ihtiyaç duymayabilir.

Mültecinin sorumlulukları

Her mültecinin, bulunduğu ülkede, özellikle yasal düzenlemelere ve kamu düzeninin korunması için alınan önlemlere uyma yükümlülüğü vardır.

Mültecinin hakları

  • Ayrımcılık görmeme
  • Din
  • Mal mülk edinme
  • Fikri-sınai mülkiyet hakkı
  • Dernekleşme hakkı
  • Mahkemelere erişim
  • Çalışma
  • Eğitim
  • Sosyal yardım-iaşe
  • Sosyal güvenlik
  • Yerleşme ve seyahat
  • Seyahat belgesi / Kimlik
  • İdari Ödemeler
  • Varlıkların Transferi

Devletlerin yükümlülükleri

Yasa dışı Giriş:

  • Hayatlarının veya özgürlüklerinin tehdit altında bulunduğu bir ülkeden doğruca gelen;
  • Gecikmeden yetkili makamlara başvuran ve yasa dışı girişlerinin veya bulunuşlarının geçerli nedenlerini gösteren, mültecilere yasa dışı yollardan girişleri veya bulunuşlarından dolayı ceza verilmeyecektir.

Sınır dışı:

Ülkede yasal olarak bulunan bir mülteci ancak;

  • Ulusal güvenlik veya kamu düzeni sebebiyle
  • İlgili yasal sürece göre alınmış bir karara uygun olarak
  • Diğer bir ülkeye kabulünü sağlayabilmesi için mülteciye makul bir süre tanındıktan sonra sınır dışı edilebilir.

Geri göndermeme:

‘Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade (“refouler”) etmeyecektir.’

Vatandaşlık:

Taraf Devletler, mültecileri özümsemeyi ve vatandaşlığa almayı her türlü imkan ölçüsünde kolaylaştıracaktır. Vatandaşlığa alınma işlemlerini çabuklaştırmaya ve bu işlemlerin masraflarını azaltmaya özel çaba göstereceklerdir.

 

Kaynak: AB İltica

Yorum yaz