Almanya İltica Kabul ve Ret Yasaları
Almanya, başvurucuların iltica sürecini değerlendirirken aşağıdaki kanun maddelerine göre değerlendirme yapıp kabul ya da ret vermektedir. Bu nedenle iltica oturum mülakatında sunacağınız bilgi ve belgeler ile anlatacağınız hikâyeleriniz/yaşadıklarınız aşağıdaki kanun maddeleriyle örtüşmek zorundadır. Almanya iltica konusuyla ilgili paylaştığımız yasa maddeleri diğer ülkeler ile %99 oranında örtüşmektedir. Bunun da sebebi 28 Temmuz 1951 tarihli BM Mülteci Hakları Sözleşmesi’nde bahsedilen ilgili maddelerin aynı şekilde hem Almanya iltica yasalarında hem de diğer ülkelerin iltica yasalarında bire bir ya da bire bire yakın derecede bahsedildiğinden dolayı görmekteyiz/anlamaktayız.
Siyasi İltica Sebepleri
Şayet bir kişi siyasi gerekçelerden dolayı iltica etmek istiyorsa veya süreci devam ediyorsa Almanya anayasasının 16/a maddesinde bahsedilen gerekçelerden geçmesi gerekmektedir.
Almanya Anayasası Madde 16/a: [Siyasi Sığınma Hakkı]
(1) Siyasi nedenlerle kovuşturulanlar, sığınma hakkına sahiptir.
(2) Avrupa Birliği’nin bir üye devletinden veya Mültecilerin Hakları Hakkında Antlaşmanın ve Avrupa İnsan Hak ve Özgürlüklerin Korunması Hakkında Sözleşmenin fiilen uygulandığı üçüncü bir devletten giriş yapan kimse 1. fıkradan yararlanamaz. 1. cümlenin koşullarını yerine getiren Avrupa Birliği dışındaki devletler Federal Konsey tarafından onaylanmış bir yasayla belirlenir. 1. cümlede belirtilen hallerde, oturumu sona erdiren işlemler kanun yollarına başvurulara bakılmaksızın uygulanabilir.
(3) Federal Konseyin onayını gerektiren bir yasa ile hukuk düzenlerine, hukukların uygulanmasına ve genel siyasi koşullarına göre siyasi kovuşturma, insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza veya işlemler olmadığı konusunda sakınca bulunmayan devletler belirlenebilir. Böyle bir devletten gelen yabancı, siyasi kovuşturmaya uğradığını gösteren olgular sunmadığı sürece, kendisinin siyasi kovuşturmaya uğramadığı varsayılır.
(4) Oturumu sona erdiren işlemlerin yürütülmesi, 3. fıkrada yazılan veya açıkça asılsız olan veya sayılan hallerde, mahkeme tarafından ancak işlemin yasallığı konusunda ciddi kuşkuların bulunduğu halde durdurulabilir; incelemenin kapsamı kısıtlanabilir ve geciken iddia ve savunmalar göz önünde tutulmayabilir. Ayrıntılar yasa tarafından belirlenir.
(5) Avrupa Birliği üye devletlerinin kendi aralarında ve üçüncü devletlerle akdedilen ve sığınma istemlerinin incelenmesi ile sığınma kararlarının karşılıklı tanınması konusunda yetki ve görevleri düzenleyen sözleşmeler, Mültecilerin Hakları Hakkında Antlaşmanın ve Avrupa İnsan Hak ve Özgürlüklerin Korunması Hakkında Sözleşmenin yükümlülükleri göz önünde bulundurulmak ve bunların taraf devletlerde fiilen uygulanması kaydıyla, 1 ila 4. fıkralar aykırı sayılmaz.
Almanya anayasası 16/a maddesini daha iyi anlamak için tıklayınız.
Devlet Takibi ve Çıkış Hikâyesi
Bu maddenin orijinal hali 28 Temmuz 1951 BM Mülteci Hakları Sözleşmesi’nin 33/1 maddesinde aynı şekilde bulunmaktadır ve bu maddenin ana fikri “Devlet tarafından takip ediliyor musunuz?” “Bu takibin neticesinde hayatınız ve özgürlüğünüz tehlike altında mıdır?” buna bakılacaktır. Ayrıca “Son dakika ne oldu da çıkmak zorunda kaldınız?” “Çıkış sebebiniz nedir?” bu durum değerlendirmeye alınacaktır. Bu nedenle hem devlet takibinde olduğunuzu ya da son dakika nasıl ülkeden kaçabildiğinizi sunduğunuz belgelerle birlikte kaçış hikâyenizi uygun ve tutarlı olarak anlatmanız gerekmektedir. Bu maddede özellikle 60/1, 60/2, 60/5 ve 60/7 maddeleri dikkate alınarak karar verilmektedir. Bu maddeleri doğru anlayabilmek için ekli bağlantıları izleyebilirsiniz.
Almanya’ya iltica edenler neden devlet takibini anlatmak zorunda?
En son ne oldu da Türkiye’den çıkmak zorunda kaldınız? Çıkış motivasyonunuz nedir?
Mülakat Türkiye’den legal çıkanların iltica durumu
Almanya İkametgâh Yasası
Oturum Kanunu Madde 60
60/1 Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin 28 Temmuz 1951 tarihli anlaşmanın (Federal Resmi Gazete 1953 II Sayfa 559) uygulaması çerçevesinde bir yabancı; ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri nedeniyle hayatının veya özgürlüğünün tehdit altında bulunduğu bir devlete gönderilemez. Bu hüküm, Federal Almanya’da yabancı mülteci statüsünü taşıyan veya Federal Almanya dışında, Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin anlaşma anlamında yabancı mülteci olarak tanınmış olan yabancılar için de geçerlidir. Belirli bir sosyal gruba mensubiyet nedeniyle takibat, yabancının hayatına, vücut bütünlüğüne veya özgürlüğüne yönelik tehdidin sadece cinsiyete bağlı olması halinde de mevcut olabilir. 1’inci cümle anlamında takibat;
a) devlet tarafından, b) devlete veya devletin egemenlik alanının önemli bölümlerine hükmeden partiler veya örgütler tarafından veya c) uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere (a) ve (b) bentlerinde belirtilen aktörlerin; ülke içerisinde bir kaçış alternatifinin mevcut olması hali dışında
ülkede devletin yönetim gücünün mevcut olduğu veya olmadığı durumu dikkate alınmaksızın kanıtlanmış bir şekilde takibata karşı koruma sağlayacak durumda olmamaları veya bu iradeye sahip olmamaları halinde gayrıresmi aktörler tarafından yapılabilir, ülke içinde başka bir kaçış seçeneğinin olması halinde durum başkadır.
Editör Yorumu: Ülke içerisinde eğer siz bir şehirden bir şehire, bir adresten bir adrese kolay bir şekilde MİT, polis, asker, bekçi ve sivil istihbaratlara rağmen herhangi bir GBT aramasına takılmadan gidip gelebiliyor ve başka şehirlerde de yaşayabiliyorsanız karar vericiler bu durumu devlet tarafından takip edilmediğinizi, herhangi bir tehdit, tehlike riskinizin bulunmadığını, sizin için hukukun işlediğini, devletin sizi takipten vazgeçtiğini, artık devlet tarafından size bir şey yapılmayacağını düşünerek ret vermektedir.
1’inci cümle anlamında bir takibatın olup olmadığının tespit edilmesi için, Avrupa Konseyi’nin 29 Nisan 2004 tarih ve 2004/83/EG sayılı üçüncü ülke vatandaşlarının veya vatansızların veya başka bir uluslararası himaye arayan kişilerin mülteci olarak tanınmasına ve hukuksal statülerine ilişkin asgari normlar ve sağlanan himayenin içeriği hakkındaki direktifinin (Avrupa Birliği Resmi Gazetesi No: L 304 Sayfa: 12) 4’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası ile 7-10’uncu maddesi, tamamlayıcı olarak uygulanır. Yabancının bu fıkra hükmüne göre bir sınır dışına sürme engelinin mevcut olduğunu ileri sürmesi halinde, 2’nci cümlede belirtilen durumlar dışında Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, bir iltica işlemi çerçevesinde 1’inci cümlenin şartlarının mevcut olup olmadığını ve yabancıya mülteci statüsü verilip verilmeyeceğini tespit eder. Federal Daire’nin kararına karşı sadece iltica işlemleri kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.
(2) Bir yabancı, işkenceye veya insan onuruna aykırı veya aşağılayıcı bir muameleye veya cezaya tabi tutulması yönünde somut tehlikenin mevcut olduğu bir devlete gönderilemez.
(3) Bir yabancı, bir suç nedeniyle arandığı ve ölüm cezasına çarptırılma veya bu cezanın icra edilmesi tehlikesinin bulunduğu bir devlete gönderilemez. Bu hallerde suçluların iadesine ilişkin mevzuat uygulanır.
(4) Başka bir devletin usulüne uygun iade talebinde veya iade talebi ile bağlantılı bir tutuklama talebinde bulunması halinde yabancı, iade kararının alınmasına kadar, sadece Ceza Davalarında Uluslararası Adli Yardımlaşma Hakkındaki Kanun’un 74’üncü maddesine göre iade etme izni verilmesi için yetkili dairenin muvafakatıyla bu devlete gönderilebilir.
(5) 4 Kasım 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme (Resmi Gazete 1952 II. Sayfa 686) hükümlerine göre sınır dışına sürmenin yasal olmadığının anlaşılması halinde bir yabancı sınır dışına sürülemez.
(6) Başka bir devlette cezai takibata uğranılabilme ve cezalandırılabilme yönünde genel bir tehlikenin mevcut olması ve 2 – 5’inci fıkra hükümlerinden başka bir sonuç ortaya çıkmaması halinde bir başka devletin hukuk düzenine göre yasal cezaya çarptırılmaya yönelik somut bir tehlikenin mevcudiyeti, sınır dışına sürmeye engel teşkil etmez.
(7) Bir yabancının vücudu, hayatı veya özgürlüğü için önemli ve somut bir tehlikenin söz konusu olduğu başka bir devlete gönderilmesinden sarfı nazar edilmelidir. Bir yabancının uluslararası veya ülke içinde silahlı bir çatışma çerçevesinde bir halk grubu mensubu olarak vücudu ve hayatı için önemli bir bireysel tehlikeye maruz olduğu başka bir devlete gönderilmesinden sarfı nazar edilmelidir. Bu devlette, halkın veya yabancının mensubu bulunduğu halk grubunun genel olarak maruz kaldığı tehlikeler, 60/a maddesinin 1’inci fıkrası 1’inci cümlesine göre verilecek kararlarda dikkate alınır.
(8) 1’inci fıkra, yabancının, önemli nedenlerden ötürü Almanya Federal Cumhuriyeti’nin güvenliği açısından bir tehlike olarak telakki edilmesi veya bir cürüm ya da özellikle ağır bir yasa ihlali sonucu en az 3 yıllık kesinleşmiş bir hapis cezasına çarptırılmış olması nedeniyle toplum için bir tehlike oluşturması halinde uygulanmaz. Aynı hüküm yabancının iltica işlemleri kanununun 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrası şartlarını yerine getirmesi durumunda geçerlidir.
(9) İltica talebinde bulunmuş bir yabancıya, 8’inci fıkrada belirtilen hallerde, iltica işlemleri kanunu hükümlerinden farklı olarak sınır dışına sürme ihtarı verilebilir ve sınır dışına sürme icra edilebilir.
(10) 1’inci fıkrada belirtilen şartların kendisi için söz konusu olduğu bir yabancının sınır dışına sürülmesinin gerekli olması halinde, sınır dışına sürme ihtarının yapılmasından ve ülkeyi terk etmesi için uygun bir süre verilmesinden sarfı nazar edilemez ihtarda, yabancının gönderilemeyeceği devletler belirtilir.
(11) 2’nci, 3’üncü ve 7’nci fıkranın 2’nci cümlesine göre sınır dışına sürme yasağının tespiti için Avrupa Konseyi’nin 29 Nisan 2004 tarih ve 2004/83/EG sayılı üçüncü ülke vatandaşlarının veya vatansızların veya başka bir uluslararası himaye arayan kişilerin mülteci olarak tanınmasına ve hukuksal statülerine ilişkin asgari normlar ve sağlanan himayenin içeriği hakkındaki direktifinin (Avrupa Birliği Resmi Gazetesi No: L 304 Sayfa: 12) 4’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası, 5’inci maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkrası 6-8’nci maddesi geçerlidir.
Avrupa İnsan Haklarına Bakış
Başvurucular, mağduriyetleri insan hakları ihlalleri açısından anlatırken “İşkence ve insanlı dışı uygulama var mı, hayati tehlike söz konusu mu?” açısından insan hakları 3. maddesine bakmaktadırlar. “Tutuklanma riski karşısında özgürlüğü tehlikede mi?” açısından 5. maddeye bakmaktadırlar. Bu sebeple insan hakları ihlallerinizi anlatırken bu maddeleri dikkate alarak ifade ediniz.
Mülakatlarda İnsan Haklarını Anlatma Taktikleri
İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 3: İşkence Yasağı
Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.
Psikolojik ve fiziki işkenceler mülakatlarda nasıl anlatılabilir?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 5: Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
Özgürlük hakkınızın ihlalini mülakatlarda nasıl anlatabilirsiniz?
Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir. Aşağıda belirtilen haller dışında ve yasanın ön gördüğü usule uygun olmadan hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz:
a) Kişinin, yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş mahkumiyet kararı sonrasında yasaya uygun olarak tutulması; b) Kişinin, bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara uymaması sebebiyle veya yasanın ön gördüğü bir yükümlülüğün uygulanmasını sağlamak amacıyla yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması; c) Kişinin bir suç işlediğinden şüphelenmek için inandırıcı sebeplerin bulunduğu veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olma zorunluluğu kanaatini doğuran makul gerekçelerin varlığı halinde, yetkili adli merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması; d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yasaya uygun olarak tutulması; e) Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek amacıyla, hastalığı yayabilecek kişilerin, akıl hastalarının, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılarının veya serserilerin yasaya uygun olarak tutulması; f) Kişinin, usulüne aykırı surette ülke topraklarına girmekten alıkonulması veya hakkında derdest bir sınır dışı ya da iade işleminin olması nedeniyle yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;
Yakalanan her kişiye, yakalanma nedenlerinin ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamanın en kısa sürede ve anladığı bir dilde bildirilmesi zorunludur. İşbu maddenin 1.c fıkrasında öngörülen koşullar uyarınca yakalanan veya tutulan herkesin derhal bir yargıç veya yasayla adli görev yapmaya yetkili kılınmış sair bir kamu görevlisinin önüne çıkarılması zorunlu olup bu kişi makul bir süre içinde yargılanma ya da yargılama süresince serbest bırakılma hakkına sahiptir. Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminat şartına bağlanabilir.
Yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi ve eğer tutulma yasaya aykırı ise, serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. Bu madde hükümlerine aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan herkes tazminat hakkına sahiptir.
Almanya İltica Yasası Madde 3: Mülteci Statüsünün Tanınması
Bu madde, 28 Temmuz 1951 BM Mülteci Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesi olarak aynı şekilde “Almanya İltica Yasası Madde 3” olarak yasaya madde olarak eklenmiştir. Bu maddeye göre somut korkularınız, zulme uğradığınıza dair somut gerekçelerinizin olup olmadığına bakılacaktır. Bu konuları ikna edici şekilde izah edebilirseniz siyasi değil, ancak insani gerekçelerden dolayı mülteci hakkı verilecektir.
Almanya İltica Yasası Madde 3
3/(1) Bir yabancının 28 Temmuz 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşme’de (Federal Resmi Gazete II, s. 559-560) tanımlandığı şekliyle mülteci statüsünde kabul edilebilmesi için;
- Irkı, dini, uyruğu, siyasi düşünceleri ve belirli bir sosyal gruba mensubiyeti yüzünden vatandaşı olduğu ülkede zulme uğrayacağına dair haklı nedenlere dayalı korkularının bulunması,
- Vatandaşı olduğu ülkenin korumasından yararlanamaması veya yararlanmak istememesine yol açan korkular taşıması,
- Bu korkularından dolayı vatandaşlığını taşıdığı ve önceden ikamet ettiği ülkesinin dışında halen vatansız kimse olarak yaşıyor olması, bahse konu korkuları nedeniyle vatandaşı olduğu ülkesine dönememesi veya dönmek istememesi nedeniyle vatandaşı olduğu ülke dışında ikamet ediyor olması şartları aranır.
3/(2) 1. Barışa karşı suç, savaş suçu veya insanlığa karşı suç ile bu gibi suçlara ilişkin hükümler içeren uluslararası belgelerde tanımlanan bir suç işlediğine,
- Mülteci olarak kabulünden önce, sığındığı ülkenin toprakları dışında siyasi olmayan ağır bir suç işlediğine ve başlangıcında siyasi amaçlar güdülse bile zalimce eylemlere neden olunan suç işlediğine,
- Birleşmiş Milletler’in amaç ve ilkelerine aykırı fiilleri işlediğine dair hakkında kuvvetli kanaat bulunan yabancı mülteci statüsünden faydalanamaz.
Bu fıkranın 1. bendinde sayılan suçların işlenmesi için başkalarını tahrik edenler ve bir şekilde bu suçlara dahil olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanır.
3/(3) Bir yabancı Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşme’nin 1/D maddesi uyarınca Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği dışında, diğer bir Birleşmiş Milletler organı veya örgütünden hâlen koruma veya yardım görüyorsa bu maddenin (1) fıkrasında yer alan hükümlerden yararlanmak suretiyle mülteci statüsü kazanamaz.
Bir yabancı hakkındaki koruma veya yardımın herhangi bir nedenle sona ermesi ve bu kişilerin durumlarının Federal Adalet Bakanlığınca ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda alınan kararlarca kesin bir çözüme kavuşturulamaması durumlarında, (1) ve (2)’nci fıkra hükümlerine göre işlem tesis edilir.
3/(4) Federal İkamet Kanunu’nun 60. maddesinin (8) fıkrasının ilk cümlesinde yer alan şartları taşımayan ve Göç ve İltica Genel Müdürlüğünce hakkında Federal İkamet Kanunu’nun 60. maddesinin (8) fıkrası uyarınca aynı kanunun 60. maddesinin (1). fıkrasının, üçüncü cümlesinin uygulanmaması yönünde karar verilen yabancı hakkında bu maddenin (1). fıkrası çerçevesinde mültecilik statüsü tanınabilir.
Madde 3/a: Zalimce Eylem
(1) Maddenin birinci fıkrasında yer alan zalimce eylemin varlığı için;
- Eylemin doğası itibariyle başta “Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin 15. maddesinin ikinci fıkrasıyla güvence altına alınan haklar olmak üzere temel insan haklarını şiddetli bir şekilde ihlal edici nitelikte olması,
- Alınan önlemlerin bir bütün olarak yukarıda değinilen nitelikte insan haklarını ihlal edici nitelikte olması gerekir.
(2) Cinsel şiddet de dahil olmak üzere fiziksel ve psikolojik şiddet içeren eylemler,
- Ayrımcı nitelikte olan veya ayrımcı bir şekilde uygulanan yasal, idari, kolluk veya yargısal önlemler,
- Orantısız veya ayrımcı nitelikte adli kovuşturma veya cezalandırmalar,
- Orantısız ve ayrımcı nitelikte cezalandırmaya neden olan adli temyiz hakkının engellenmesi,
- Bu kanunun 3. maddesi, ikinci fıkrasında yer alan suçların işlenmesine yol açacak savaş durumlarında askerlik hizmetinin reddinden kaynaklanan adli takibat ve cezalandırmalar,
- Belirli bir cinsel gruba veya çocuklara yönelik eylemler, bu kanunun uygulanması bakımından zalimce eylem kapsamına girer.
(3) 3. maddenin, (1). fıkrası 1. alt bendinde yer alan zalimce eylemlerin sebepleri ile 3/b maddesi ile bu maddenin 1 ve 2. alt bentlerinde yer alan zalimce eylemlerin sebepleri veya korumanın yokluğu arasında bağlantı olmalıdır.
Madde 3/b: Zalimce Eylem Nedenleri
(1) 3. Maddenin (1). fıkrası 1. alt bendinde tarif edilen zalimce eylemlerin varlığına ilişkin nedenler incelenirken aşağıdaki durumlar dikkate alınır:
- Deri rengi, soy veya belirli bir etnik gruba aidiyetten kaynaklanan ırki durum,
- Deist veya ateist düşüncelere sahip olma, çeşitli ibadetlere, biçimlerine ve dini aktivitelere katılma veya katılmama, dini düşüncelerin ifadesi veya herhangi bir din tarafından emredilen kişisel ya da toplumsal davranışlarına uymayı kapsayan dini durum,
- Kültürel, etnik, dilsel kimlik, ortak coğrafi veya siyasi köken veya diğer bir devletin nüfusu ile ilişki temelinde tanımlanan ve vatandaşlıkla sınırlandırılmayan milliyet durumu,
- Bir grubun özel bir toplumsal grup olarak kabul edilmesi için: a) Grup üyelerinin doğuştan gelen özellikleri paylaşması veya değiştirilemeyecek ortak geçmişe sahip olmaları veya kimliklerinin temel bir unsuru olan ve feragat etmeye zorlanamayacakları karakteristik bir inancı paylaşmaları, b) Grubun bulunduğu çevre tarafından cinsel tercihleri nedeniyle farklı olarak algılanmasından kaynaklanan özel bir kimliğe sahip olması durumu, cinsel kimliğinden dolayı zalimce eylemlere maruz kalması durumu ve bu durumun belirli bir sosyal gruba mensubiyetten kaynaklanan zalimce eylem niteliğinde olması, 3/c maddesinde yer alan potansiyel zulüm işleyicileri ile bunların karar ve yöntemlerine dair fikir, düşünce veya inançlara sahip olma ile bu fikir, düşünce ve inançlar çerçevesinde hareket edip edilmediğine bakılmayan siyasi düşünce durumu,
(2) Başvuru sahibin dair haklı nedenlere dayalı korkularının bulunup bulunmadığı değerlendirilirken başvuranın gerçekten ırksal, dini, milliyet, sosyal veya siyasi karakteristik özellikleri bulunup bulunmadığına bakılmaz. Zulüm eylemini işleyenlerin algılamaları ve başvuru sahiplerine atfettikleri özellikler esas alınır.
Madde 3/c: Zulüm Eylemini İşleyen Organlar
Zulüm eylemleri aşağıdaki aktörler tarafından işlenebilir:
- Devletler,
- Devleti veya devlet topraklarının önemli bir kısmını kontrol eden partiler veya diğer kuruluşlar,
- Devlet dışı kuruluşlar. Kamu otoritesini kullanan, bir devletin varlığından bağımsız olarak eğer uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere 1. ve 2. sıralarda yer alan kurumlar 3/d maddesinde ön görüldüğü şekliyle zulümden korumuyor veya koruyamıyorsa devlet dışı kuruluşların zulmü söz konusu olur.
Madde 3/d: Zulüm Eylemine Karşı Koruma Sağlayan Organlar
(1) Zulüm eylemlerine karşı koruma sadece
- Devletler,
- Uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere devleti veya devlet topraklarının önemli bir kısmını kontrol eden ve aşağıdaki (2). bentte tanımlandığı şekliyle koruma sağlama niyet ve kabiliyetinde olan partiler veya kuruluşlar,
(2) zulme karşı koruma etkili olmalı ve geçici olmamalıdır. Koruma, genellikle yukarıda değinilen organların zulmü engellemeye yönelik yasal düzenlerini harekete geçirerek zulme neden olan eylemlerin araştırılması, takibatı ve cezalandırılması suretiyle zulüm veya üst düzey zararın önlenmesi, böylece başvuru sahibinin koruma yollarına ulaşması suretiyle olur.
(3) Uluslararası bir kuruluşun bir devleti veya devletin topraklarının önemli bir kısmını kontrol ettiği ve yukarıda değinilen korumayı sağlayıp sağlamadığı hususunda değerlendirme yapılırken Avrupa Birliği tarafından kabul edilen yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulur.
Madde 3/e: Dahili Koruma
(1) Aşağıdaki durumlarda bir yabancıya mülteci statüsü verilemez.
- Haklı nedene dayalı olarak zulme uğrayacağı korkusu bulunmayan veya 3/d maddesinde tanımlandığı şekliyle koruma sağlayabilen yabancılar,
- Ülkenin bu bölgesine güvenli ve yasal olarak seyahat edebilen, o bölgeye kabul edilecek olan ve orada yerleşmesine izin verilmesi beklenen yabancılar,
(2) Menşe ülkesinin yukarıda sayılan şartları taşıyıp taşımadığına karar verirken yetkililer 2011/95/EU sayılı Avrupa Birliği Direktifi’nin 4’üncü maddesi çerçevesinde ülkenin o bölgesine hakim olan şartları dikkate alacaklardır. Bu amaca yönelik olarak başta Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi kuruluşlardan detaylı ve doğru bilgi edinilecektir.
İkincil Koruma
Almanya iltica yasası 4. madde olarak yasada yerini almaktadır. En düşük koruma türüdür. Bir ülkede savaş ya da çatışma, iç karışıklık varsa ya da ölüm veya idam cezası varsa ya da işkence, aşağılayıcı, insanlık dışı uygulamalar varsa verilen bir iltica türüdür.
Madde 4: İkincil Koruma
4/(1) Geri gönderildiği takdirde menşe ülkesinde ciddi tehlikelere maruz kalacağına dair kuvvetli emareler sunan bir yabancı ikincil koruma hakkından yararlanabilir.
Ciddi tehlikeler:
- Ölüm cezasına mahkûm olmak veya ölüm cezasının infaz edilecek olma riski,
- İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalma riski,
- Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşma risklerin içerir.
4/(2) Aşağıdaki suçları işlemiş olduğuna dair kuvvetli emare bulunan bir yabancıya ikincil koruma sağlanamaz.
- Barışa karşı suç, savaş suçu veya insanlığa karşı suç ile bu gibi suçlara ilişkin hükümler içeren uluslararası belgelerde tanımlanan bir suç işleyenler,
- Ağır suç işleyenler,
- Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin Giriş kısmının 1 ve 2. (Federal Resmi Gazete 1973 II, s. 430-431) maddelerinde yer verilen kuruluş amaç ve prensiplerine aykırı suçlar işleyenler,
- Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğuna dair ciddi emareler bulunan yabancılar.
Yukarıda sayılı suçları işleyenler dışında bu suçların işlenmesini tahrik eden veya bir şekilde bahse konu suçların işlenmesinde payı olan yabancılarda ikincil koruma kapsamı dışındadır.
(3). madde 3/c ve madde 3/e hükümleri, bu madde hükümlerine uyarlanacaktır. Zulme maruz kalma, zulme maruz kalma korkusu veya haklı nedene dayalı olarak zulme maruz kalma korkusu yerine ciddi tehlike korkusu, ciddi tehlikeye karşı korunma veya ciddi tehlikeye maruz kalma riski uygulamaya esas alınacak ve mültecilik statüsü yerine ikincil koruma statüsü tanınacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde Bahsedilen ve İltica Yasalarında İhlal Edilen Haklarınız ile İlgili Maddeler:
İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme
İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme Roma, 4 Kasım 1950. Aşağıda imzası bulunan Avrupa Konseyi üyesi hükümetler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948’de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni, bu bildirinin, açıkladığı hakların evrensel ve etkin olarak tanınmalarını ve uygulanmalarını sağlamayı hedef aldığını, Avrupa Konseyi’nin amacının, üyeleri arasında daha sıkı bir birlik oluşturmak olduğunu ve insan hakları ile temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesinin bu amaca ulaşma yollarından biri olduğunu göz önüne alarak, dünyada barış ve adaletin asıl temelini oluşturan ve korunması öncelikli, bir yandan gerçekten demokratik bir siyasal rejime, diğer yandan da insan hakları konusunda ortak bir anlayış ve ortaklaşa saygı esasına bağlı olan bu temel özgürlüklere derin bağlılıklarını bir kez daha tekrarlayarak, aynı inancı taşıyan ve siyasal gelenekler, idealler, özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü konularında ortak bir mirası paylaşan Avrupa devletlerinin hükümetleri sıfatıyla, Evrensel Bildiri’de yer alan bazı hakların ortak güvenceye bağlanmasını sağlama yolunda ilk adımları atmaya kararlı olarak, aşağıdaki konularda anlaşmışlardır:
MADDE 1: İnsan Haklarına Saygı Yükümlülüğü
Yüksek Sözleşmeci Taraflar, kendi yetki alanları içinde bulunan herkesin, bu Sözleşme’nin birinci bölümünde açıklanan hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağlarlar.
MADDE 2: Yaşam hakkı
Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez. Ölüm, aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz:
a) Bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması; b) Bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme; c) Bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması.
MADDE 3: İşkence yasağı
Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.
MADDE 4: Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağı
Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz. Aşağıdaki haller, bu madde anlamında “zorla çalıştırma ya da zorunlu çalışma” sayılmaz:
a) Bu Sözleşme’nin 5. maddesinde ön görülen koşullara uygun olarak tutulu bulunan bir kimseden, tutulu bulunduğu sırada veya şartlı tahliyeden yararlandığı süre içinde olağan olarak yapması istenilen bir iş; b) Askeri nitelikli herhangi bir hizmet veya vicdanî reddin meşru sayıldığı ülkelerde, vicdanî reddi seçen kişilere zorunlu askerlik hizmeti yerine gördürülebilecek başkaca bir hizmet; c) Toplumun hayat veya refahını tehdit eden kriz veya afet hallerinde gerekli görülen her hizmet; d) Olağan yurttaşlık yükümlülükleri kapsamına giren her türlü çalışma veya hizmet.
MADDE 5: Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir. Aşağıda belirtilen haller dışında ve yasanın ön gördüğü usule uygun olmadan hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz:
a) Kişinin, yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş mahkumiyet kararı sonrasında yasaya uygun olarak tutulması; b) Kişinin, bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara uymaması sebebiyle veya yasanın öngördüğü bir yükümlülüğün uygulanmasını sağlamak amacıyla yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması; c) Kişinin bir suç işlediğinden şüphelenmek için inandırıcı sebeplerin bulunduğu veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olma zorunluluğu kanaatini doğuran makul gerekçelerin varlığı halinde, yetkili adli merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması; d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yasaya uygun olarak tutulması; e) Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek amacıyla, hastalığı yayabilecek kişilerin, akıl hastalarının, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılarının veya serserilerin yasaya uygun olarak tutulması; f) Kişinin, usulüne aykırı surette ülke topraklarına girmekten alıkonulması veya hakkında derdest bir sınır dışı ya da iade işleminin olması nedeniyle yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması.
Yakalanan her kişiye, yakalanma nedenlerinin ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamanın en kısa sürede ve anladığı bir dilde bildirilmesi zorunludur. İşbu maddenin 1.c fıkrasında ön görülen koşullar uyarınca yakalanan veya tutulan herkesin derhal bir yargıç veya yasayla adli görev yapmaya yetkili kılınmış sair bir kamu görevlisinin önüne çıkarılması zorunlu olup bu kişi makul bir süre içinde yargılanma ya da yargılama süresince serbest bırakılma hakkına sahiptir. Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminat şartına bağlanabilir.
Yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi ve -eğer tutulma yasaya aykırı ise- serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. Bu madde hükümlerine aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan herkes tazminat hakkına sahiptir.
MADDE 6: Adil Yargılanma Hakkı
Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar aleni olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.
Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir: a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak; c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek; d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek; e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.
MADDE 7: Kanunsuz Ceza Olmaz
Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Bu madde, işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir eylem veya ihmalden suçlu bulunan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir.
MADDE 8: Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı
Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla ön görülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.
MADDE 9: Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü
Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla ön görülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.
MADDE 10: İfade Özgürlüğü
Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla ön görülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.
MADDE 11: Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü
Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir. Bu hakların kullanılması, yasayla ön görülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarıda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
MADDE 12: Evlenme Hakkı
Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, bu hakkın kullanımını düzenleyen ulusal yasalara uygun olarak evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir.
MADDE 13: Etkili Başvuru Hakkı
Bu Sözleşme’de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir.
MADDE 14: Ayrımcılık Yasağı
Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.
MADDE 15: Olağanüstü Hallerde Yükümlülükleri Askıya Alma
Savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde her Yüksek Sözleşmeci Taraf, durumun kesinlikle gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla, bu Sözleşme’de ön görülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabilir. Yukarıdaki hüküm, meşru savaş fiilleri sonucunda meydana gelen ölüm hali dışında 2. maddeye; 3 ve 4. maddeler (fıkra 1) ile 7. maddeye aykırı tedbirlere cevaz vermez. Aykırı tedbirler alma hakkını kullanan her Yüksek Sözleşmeci Taraf, alınan tedbirler ve bunları gerektiren nedenler hakkında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne tam bilgi verir. Bu Yüksek Sözleşmeci Taraf, sözü geçen tedbirlerin yürürlükten kalktığı ve Sözleşme hükümlerinin tekrar tamamen geçerli olduğu tarihi de Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bildirir.
MADDE 16: Yabancıların Siyasal Etkinliklerinin Sınırlandırılması
Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yabancıların siyasal etkinliklerini belirli sınırlamalara tabi tutmak hakkını saklı tutarlar.
MADDE 17: Hakların Kötüye Kullanılmasının Yasaklanması
Bu Sözleşme’nin hiçbir hükmü, bir devlete, topluluğa veya kişiye, Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesini amaçlayan veya bu Sözleşme’de daha geniş ölçüde tanınmış olan hak ve özgürlüklerle ilgili olarak bunlara getirilen sınırlamalardan daha geniş sınırlamalar getirilmesine yönelik bir faaliyette bulunma veya eylemde bulunma hakkı verir şekilde yorumlanamaz.
MADDE 18: Sınırlamaların Kullanımının Sınırlandırılması
Bu Sözleşme’de öngörülen sınırlamalar, belirtilen hak ve özgürlükler amaçları dışında uygulanamaz.
Almanya İltica Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Almanya iltica başvurunuzda yukarıda belirtilen yasal çerçevede ilerlemeniz gerekmektedir. Herhangi bir yalan beyanın tespit edilmesi durumunda başvurunuz reddedilecektir. Almanya iltica başvuruları sürecinde, başvuru sahiplerinin doğru, eksiksiz ve tutarlı bilgi vermesi son derece önemlidir. Verilen bilgilerin doğruluğu, resmi belgelerle desteklenmelidir. Mülakat sırasında doğru bilgilerin verilmesi, başvurunuzun olumlu sonuçlanma ihtimalini artıracaktır.
Not:
Bu makalede verilen bilgiler, iltica mülakatlarında başarılı olabilmeniz için kapsamlı ve doğru bir şekilde hazırlanmıştır. Lütfen kendi durumunuzu detaylı bir şekilde anlatarak, neden hedef alındığınızı, yaşadığınız zulmü ve tehditleri somut örneklerle açıklayın. Unutmayın, kendinizi düşük profilli olarak gösterirseniz ret alabilirsiniz. Kendi hikayenizi açık ve net bir şekilde paylaşmanız çok önemlidir.
Uyarı:
Bu sitede yayımlanan makaleler, sitemize ait olup izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz, kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Ayrıca hukuki sorumluluk içermez, bu bilgileri kullanarak yapacağınız işlerden doğacak sonuçlardan sorumluluk kabul edilmemektedir. Hukuki mağduriyet yaşamamanız için bir hukuk bürosuna veya bizlere ulaşınız.
Bu metin Almanya iltica süreçleri hakkında kapsamlı bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için uzmanlarla iletişime geçmeniz tavsiye edilir.
- #AlmanyaİlticaKabulveRetYasaları,
- #Almanyailticayasaları,
- #Almanyailticasüreci,
- #Siyasiiltica,
- #AlmanyaAnayasasıMadde16a,
- #Siyasisığınmahakkı,
- #Devlettakibi,
- #Çıkışhikayesi,
- #OturumKanunuMadde60,
- #Almanyaikametgâhyasası,
- #Devlettakibiveçıkışhikayesi,
- #Mültecistatüsü,
- #İkincilkoruma,
- #Cidditehlikeler,
- #AvrupaİnsanHaklarıSözleşmesi,
- #İnsanhaklarıihlalleri,
- #Adilyargılanmahakkı,
- #İşkenceyasağı,
- #Kölelikvezorlaiçalıştırmayasağı,
- #Özgürlükvegüvenlikhakkı,
- #Özelveailehayatınasaygıhakkı,
- #Düşüncevicdanevindinözgürlüğü,
- #İfadeözgürlüğü
- #Toplantıvedernekkurmaözgürlüğü,
- #Evlenmehakkı,
- #Etkilibavuruhakkı,
- #Ayrımcılıkyasağı,
- #OlağanüstüHallerdeYükümlülükleriAskıyaAlma,
- #YabancılarınSiyasalEtkinliklerininSınırlandırılması,
- #HaklarınKötüyeKullanılmasınınYasaklanması,
- #SınırlamalarınKullanımınınSınırlandırılması,
- #MetaAçıklamaları,
- #SEOUyumluİçerik,
- #Almanyailticabaşvurusu,
- #Sığınmatalebi,
- #İnsanhaklarıvetemelözgürlükler,